Ekonomi

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının 2024 bütçesi Plan ve Bütçe Komisyonunda bulunuyor.

Enerji ve Konvansiyonel Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Türkiye’nin uzun vadeli projeksiyonlarında 20 bin megavatın üzerinde nükleer enerjiye ihtiyaç duyduğunu belirterek, “Sinop’taki santral ve Trakya’daki santralin yanı sıra 5 nükleer enerjiye de mutlaka ihtiyacımız olacak. Dünyada son dönemde gelişen küçük modüler reaktörlerle ilgili bin megavatlık enerji.” ihtiyacımız var.” dedi.

Bayraktar, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Bakanlığının 2024 bütçesine ilişkin görüşmelerde milletvekillerinin soru ve eleştirilerini yanıtladı.

Türkiye’deki güç politikalarının küresel enerji piyasalarından kopuk olduğu yönündeki eleştirilere yanıt veren Bayraktar, Türkiye’nin 2002 yılından bu yana enerjide dışa bağımlılığını azaltmaya ve kesintisiz enerji arzını sağlamaya yönelik politikalara öncelik verdiğini belirtti.

Bayraktar, AK Parti hükümetinde enerji politikalarının iki odak noktası olduğuna dikkat çekerek, “Birincisi kesintisiz ve kalıcı enerji arz güvenliğinin sağlanması amacıdır. İkincisi ise Türkiye’nin dışa bağımlılığının azaltılması amacıdır.” söz konusu.

İnsanı önceleyen ve merkeze alan politikalar geliştirdiklerini belirten Bayraktar, şöyle devam etti:

“Enerjide son 21 yılda çok büyük bir dönüşüm süreci yaşadık. Bu dönüşüm sürecinin 2002-2016 yıllarını ilk enerji dönüşüm dönemi olarak adlandırıyoruz. Ne yaptık? Devletin oyuncu olduğu bir modeli değiştirdik. Piyasada temel prestiji ile devletin rolünü piyasa yapan, kanun yapan ve düzenleyen tarafına alarak, bu yatırımların Türkiye’de yerli ve yabancı özel sektör tarafından yapılmasını hedefledik. Bugün 30 bin megavat 106 bin megavat. Yani 21 yılda bu ülkeye, bu ülkeye yatırımcılar, yerli ve yabancı yatırımcılar siyasi istikrarına ve ekonomik istikrarına güvenerek ülkeye geldiler ve 75″ 1.000 megavat yatırım yaptılar. . Bu da yılda yaklaşık 3.500 megavat anlamına geliyor.”

Bayraktar, 2016’dan sonra milli güç ve madencilik politikalarına iklim değişikliğiyle mücadelenin de eklendiğini, 2021’de Paris İklim Anlaşması’nın Meclis’te oy birliğiyle onaylandığını hatırlattı.

Söz konusu anlaşmanın onaylanmasının ardından Türkiye’nin 2053 yılında karbon nötr ekonomi olma vaadiyle enerji politikalarına devam ettiğini belirten Bayraktar, “Yani her alanda köklü bir dönüşümün gerekliliğini ortaya koyan bir durum. Ulaşımdan binalara, sanayiye, sanayiden tarıma, tarımdan enerjiye kadar ekonominin anahtarıdır.” “Politika ve hedefler ortaya koyduk. Bu hedef doğrultusunda, önümüzdeki 30 yılda bu hedefe ulaşmak için Türkiye’nin yüzyıl hedefi doğrultusunda milli enerji ve madencilik politikasını geliştirmeye çalışıyoruz.” değerlendirmesini yaptı.

Bayraktar, yenilenebilir enerjinin, Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığını azaltmada ve çevresel hedeflere ulaşmada kritik rol oynadığını vurgulayarak, ülkenin 12 bin megavat rüzgar ve 10 bin megavat güneş kurulu gücüne sahip olduğunu, 60 bin megavat enerjiye daha ihtiyacı olduğunu belirtti. 2035 yılına kadar güneş enerjisi.

Küresel ısınmayla mücadelede nükleerin rolü

Küresel ısınmayla mücadelede nükleer enerjinin değerli bir güç kaynağı olduğunu anlatan Bayraktar, enerjideki dönüşümün sadece yenilenebilir enerji ile mümkün olmayacağını ve nükleer enerji olmadan da yapılamayacağını kaydetti.

Bakan Bayraktar, Türkiye’nin nükleer santrale ihtiyacı olduğunu belirterek, “Bunu sadece Akkuyu Nükleer Santrali ile sınırlı tutmuyoruz. Uzun vadeli projeksiyonlarımızda 20 bin megavatın üzerinde nükleer enerjiye ihtiyacımız olduğunu görüyoruz. Kesinlikle nükleer enerjiye ihtiyacımız var” dedi. Sinop’taki santral ve Trakya’daki santralin yanı sıra son olarak “Dönemde dünyada gelişen küçük modüler reaktörlerle ilgili 5 bin megavatlık bir güce ihtiyacımız var.” değerlendirmesinde bulundu.

Akkuyu Nükleer Santrali’nde yapılan anlaşma kapsamında yüzde 100 alım garantisinin bulunmadığına işaret eden Bayraktar, 1’inci ve 2’nci santrallerde üretilen elektriğin yüzde 70’i için alım garantisi bulunduğunu, geri kalan kısmı için ise yüzde 100 alım garantisinin bulunduğunu belirtti. Yüzde 30’u serbest piyasada satışa sunulacak.

Bayraktar, santralin 3’üncü ve 4’üncü reaktörlerinde elektrik alım oranı garantisinin yüzde 30 ile sınırlı olduğuna dikkat çekerek, kalan kısmının spot piyasada satılacağını belirtti.

Santralin 2028 yılında tam kapasite üretime geçmesi durumunda 15 yıl boyunca üretilen elektriğe kilovatsaat başına 12,35 dolar/cent alım garantisinin bulunduğunu belirten Bayraktar, “Paranın bir zaman değeri vardır. Erime ihtimali vardır. Enflasyona karşı bu rakam 2042’de yüzde 2 indirimle artırılacak.” “Gelirimiz 6,73 dolar/cent olacak. Akkuyu’da nükleer enerjiden alacağımız elektriğe ödeyeceğimiz bedel ise 2043’te 6,73 dolar/cent olacak.” dedi.

Akkuyu’nun Rusya’ya bağımlılığı artırdığı yönündeki eleştirilere yanıt veren Bayraktar, şunları söyledi:

“Akkuyu’dan elektrik üretmezsek, örneğin doğalgazdan üretsek yıllık yaklaşık 7,5 milyar metreküp doğalgaza ihtiyacımız olacak. Şu anki doğalgaz tablomuzda bu doğalgazın yüzde 40’ının geldiğini varsayalım. Rusya’dan alacağız, yine Rusya’dan alacağız, İran’dan da alacağız.” “Azerbaycan’dan alacağız. ABD’den sıvılaştırılmış gaz olarak alacağız. Ama günün sonunda ortalama doğalgaz fiyatı 500 dolar derseniz toplam 3,7 milyar dolarlık doğalgaz ithalatımız olacak” Ama bağımlı olduğumuz nükleer yakıt kısmının maliyeti 200 milyon dolar.”

Türkiye’nin enerji arz güvenliği için daha fazla santrale ihtiyacı olduğunu belirten Bayraktar, bu alanda yabancı sermayeye açık olduklarını belirtti.

Bayraktar, Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığını azaltmak için doğalgaz ve petrol arama dışında alternatifinin olmadığını vurgulayarak, “Keşke talebimiz daha az olsaydı, kendi talebimizi kendi imkanlarımızla karşılayabilseydik. Ama öyle bir şey yok” dedi. 2016’dan sonra 2. Dünya Savaşı çıkacak.” “Elektrik dönüşümü döneminde doğal gaz ve petrol aramalarında farklı bir aşamaya geçtik.” söz konusu.

Strateji kapsamında ülkenin kendi imkan ve kabiliyetleri, kendi mühendisleri, kendi sismik ve sondaj gemileriyle denizlerinde arama yapmasının öncelikli olduğunu belirten Bayraktar, ilerlemeye önem verdiklerini belirtti. Daha önce ziyaret edilmemiş kara coğrafyalarına.

Bakan Bayraktar şöyle devam etti:

“Bunun sonuçlarını da gördük. Gabar’ın bulunması bu stratejinin değerli sonuçlarından biri. Şırnak artık bir güç üssüne dönüşüyor. Aslında Şırnak güç koridoru üzerinde bir ildi. Çünkü Irak-Türkiye Boru hattının bu ilden geçtiğini, dünya petrol piyasaları açısından da çok değerli olduğunu belirterek, “47 yıldır oraya petrol akışı var. Dünyaya her gün yaklaşık 500 bin varil petrol akışı sınırdır. Şırnak’ta kendi petrolümüz artık 2024 yılı sonunda 100 bin varile ulaşacak.”

Diğer bölgelerde yapılacak keşiflerle üretimi artırmayı hedeflediklerini anlatan Bayraktar, yerli kaynakların cari açığın azaltılmasına katkı sağlayacağını belirtti.

Doğal gaz ve petrol aramalarının enerji stratejisinin en önemli unsurlarından biri olduğunu hatırlatan Bayraktar, şöyle konuştu:

“Hidrojen ve depolama gibi yeni gelişen alanlar var. Bu alanlardaki gelişmeleri takip ediyoruz. Yol haritası hazırladık. Türkiye’nin yeşil hidrojen potansiyelinin farkındayız. Orada bu dengeyi sağlamaya çalışıyoruz. Güneşi dönüştürerek Yeşil enerji üretiminde kullanılan rüzgar ve rüzgarı elektrik üretimine ya da sonuçta hidrojene dönüştürerek de kullanabilirsiniz. Burada ülkemizin ihtiyaçlarını, ülkemizin katma değerini, neler üretebileceğini iyi görüp, değerlendirmemiz gerekiyor.”

Türkiye’nin madencilik sektöründe net ihracatçı olmayı hedeflediğini hatırlatan Bayraktar, ülkenin bu alanda önemli potansiyele sahip olduğunu kaydetti.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın yanı sıra Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, Nükleer Düzenleme Kurumu, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü, Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü ve Türk Gücü, Nükleer Düzenleme Kurumu’nun 2024 bütçeleri ve Maden Tetkik Kurumu komisyona kabul edildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

-
Başa dön tuşu